bugün

entry'ler (1835)

pasifagresif com

zamanında yeterince övdüğüm için tekrar etmeyeceğim. lakin eski havası yok.
son zamanlarda iyice iddia bayiine döndü. kupon yapanlar ve kendini ispat peşinde ergenler ve/veya ergen zihinlerin mesajları doldurur oldu akışı. bir süredir yazmıyorum, sadece kritiklere göz atıyorum. ayrıca kritiklerin de kaliteleri düşüşte. haliyle başka bir siteye kaydırdım yazılarımı. diyeceğim o ki gerek site tasarımı, gerekse format olarak silkinmesi ve az da olsa kendini yenilemesi gerekiyor. tek kişiyim, elimden bu geliyor deniyorsa da yapacak bir şey yok. neyse ki alternatifsiz değil.

rusya

Devasa bir çarpışan arabalar ülkesi.

dünya coğrafyası

öncelikle linkin park: https://rb.gy/tox8kr

ilk başta can sıkıntısından açıp baktığım bir oyundu. aslında oyun denemez sadece; bilgi yarışması/oyun arası bir şey, neyse. ayda yılda bir oynuyordum duruma göre. sonra zamanla bırakamaz hale geldim. öyle bir puan kazanma, seviye atlama ve başarı sıralaması mekaniği kurulmuş ki, görsel olarak hiçbir çekiciliği olmadığı halde sizi kendine bağlıyor. oynadıkça çeşitli segmentlerdeki başarımlarınız açılıyor, zorluk derecelerinde yükseliyorsunuz ve o kısma ait sorularda daha yüksek puanlar kazanmaya başlıyorsunuz. ayrıca verdiği görevler ve meydan okuma modu da ekstra puanlar kazanmanızı sağlıyor.

gelelim eğitim kısmına. soruları cevaplamayı bitirdikten sonra karşınıza eğitim kısmı çıkıyor. isterseniz yanlış cevapladığınız soruları tekrar çözerek ek puan kazanıyorsunuz. hem böylece tekrar yapıp, bilgiyi pekiştirerek öğrenmeye de başlıyorsunuz. basit görünen sorular kilitleri açtıkça, seviye atladıkça zorlaşmaya başlıyor ama ne kadar çok soru cevaplarsanız o kadar da öğrenmiş oluyorsunuz bir yandan.

ülkeler coğrafyası üzerine bir oyun, hem fiziki hem de beşeri coğrafya bilgisi istiyor. yine aynı şekilde iyi bir hafızaya sahip olmak da önemli puan kazanımında.
74. seviyedeyim, kasmadan oynayarak günlük ortalama 1.500 civarı puan toplayabiliyorum şimdilik ama millet uçmuş vaziyette.

oyunun bedavadan reklamını yapmış oldum fakat benim de bunları yazma amacım daha fazla oyuncunun katılıp ülke puanımızı yükseltmesini istemem. ayrıca oynayarak puan kazanmanın yanında mobil oyunların olmazsa olmazı reklam izleyerek puan, joker vs. kazanma olayı burada da var.

inan özdemir

maç anlatımı sırasında araya girip yaptığı yorumlara sürekli ''ya'' - ''yani'' diyerek başlaması sinir etmeye başladı. amerikan mutfak'ta da hep aynı kalıplar üzerinden konuşuyor gibi. mesela; ''lakers neyi iyi yaptı bu maçta?'' vs. karşısındakine soru sorar şekilde yorumlarıyla epey tekrara düşüyor. her programı aynı şekilde açmasını söylemiyorum bile. çok iyi işler başaran bir ekipte güzel şeyler yapıyor fakat geliştirmesi gereken yönleri yok değil. zamanla daha iyi olacaktır.

the wire

Başlarda sizi ekrana bağlamak için bir çaba göstermeyen ama zamanla bırakamayacağınız bir hale bürünen bir yapım. Suç ve doğası ile ilgili izlediğim en güzel birkaç şeyden biri diyebilirim. Olabildiğince gerçekçi, dizi/belgesel arası gidip geliyor. Çok fazla detay var ve bunların kalabalık yaratmadan, birbirine dolanmadan güzel bir kurgu içinde aktarılması takdir edilesi. Başrol yok. Hikayesine dalıp gittiğiniz, empati kurabildiğiniz orijinal ve derinlikli karakterler var. Yayınlandığı dönem güncel olarak takip edebilseydim daha büyük bir etki yaratabilirdi belki. Şimdi bu örneğe öykünen yapımların sayısı daha fazla.

9/10

05523763694

nitelikli dolandırıcı numarası. ararsa açmayın, engelli listenize kaydedin.

olayı buraya yazdım: (bkz: telefon dolandırıcılığı/#43871502)

ayrıca olayda kullandıkları bir diğer telefon numarası da şu: 05061969770

telefon dolandırıcılığı

ne kadar mal bu millet, nasıl kandırılıyorlar aklım almıyor diyorsunuz ya demeyin. dün bir yakınımın başına geldi. 29 yaşında üniversite mezunu işinde gücünde biri az kalsın tüm maaş birikimini kaybediyordu.

olay şu şekilde oluyor:
sabah saatlerinde 05523763694 numaraları hattan aranıyor ve kendisinin x şehrinde y polis merkezinden baş komiser z kişi olarak tanıtan dolandırıcı şerefsiz, ''adınıza ayrı telefon hatları açılmış, telefonuna bylock yazılımı kurmuşlar, terör şüphelisi şahıslar bunlar, takibe aldık, yakalamıza yardımcı olmak için karakola kadar gelip ifade vermeniz gerekiyor'' diyor ve olay başlıyor.
telefonunuzu dinlemeye aldık lütfen kapatmayın deyip karşısındakine sürekli sorular sorarak hakkında bilgiler alıyor; çalışıyor musun, şuan nerdesin, yalnız mısın vs. daha sonra öğrendiklerini de anında kullanıyor. evden çalışıyorum demiş bizimki, ailem evde demiş; ''ablan dışında ailendekilere bir şey söyleme hemen evden çık karakola gel'' diyor dolandırıcı komiser. bizimki ablasına böyle bir durum var ben karakola gidiyorum deyip evden çıkıyor. ablası olay nedir ne değildir derken bu çıkıyor bi hışımla karakol yoluna düşüyor bu arada telefon hep açık. yolda yine sorular soruluyor buna lafa tutuluyor bir yandan arkada telsiz sesleri vs. nerede çalışıyorsun, hesabında ne kadar para var tarzı sorular da soruluyor, bunları da anlatıyor bizimki. bu takip ettiğimiz kişiler senin çalıştığın şirketten senin adına kendi hesaplarına para çekmeye başlamışlar. ''25.000TL lafları dönüyor bir ekip gönderdik evine birazdan ablanla görüşüp 25.000 tl verecekler ona sen de buna karşılık dolandırıcının hesabına aynı parayı yatıracaksın diyorlar bu kısmı tam anlamadım ama öte yandan ablasını da arayıp başka bir şeyler anlatıyorlar; kardeşin yanımızda telefonu dolandırıcılara karşılık dinleniyor o yüzden şu an ulaşamazsınız birazdan görüştüreceğim sizi, evinize ekip gönderecektik ama ailenizi rahatsız etmemek adına sanki ekipler evinize gelmiş de kardeşinle konuşuyormuşsun gibi konuşmanı istiyorum'' diyor. ''polisler geldi, bana 25.000TL verdiler gibi bir şeyler söyletiyorlar. bu aşamada kardeşinin konuşurken kaydedilmiş sesi dinletiliyor aslında, ablası kardeşiyle konuştuğunu zannediyor, söylenilenleri söylüyor ama durumdan işkillenmiş tam istenilen şekilde söylemiyor para mevzusu geçince. bu işte bir iş var deyip bahsedilen karakola gitmek üzere yola çıkıyor ablası. bu arada ablayı da türlü laflarla telefonda tutuyorlar, dedikleri şekilde ses kaydı almaya çalışıyorlar ve bir yandan bilgi almaya çalışıyorlar. kardeşi de öte yanda sürekli telefonda. anne babalarının da telefon numaralarını öğrenince onları da arayıp farklı bir hikaye anlatıp hatta tutuyorlar, böylece aile fertlerinin birbirleriyle iletişimi kesilmiş oluyor.
sonra aldıkları bu ses kaydını kardeşe dinletiyorlar, kardeşi de polisler eve geldi vs. para muhabbetini duyunca ablasının sesinden, daha da inanıyor duruma. iban numarası veriyorlar buna en yakın bankamatiğe gidip parayı bu hesaba yatır elemanları elimizden kaçırmayalım diyor. bu aşamada ''ailemle görüşmek istiyorum ben'' diyor bizimki. dolandırıcı it parlıyor sinirleniyor; ''kardeşim fetodan içeri girmek mi istiyorsun?! şu an önemli bir soruşturmanın içindesin, ben senin kurtarmaya çalışıyorum sen ailem falan diyorsun! hapse girmek mi istiyorsun?!'' diye diye bunu iyice bir korkutuyor. sizle görüşmeyecek miyiz, buluşup beraber halledelim deyince bizimki, ''parayı yatırıp dekontunu bize getireceksin; o zaman görüşeceğiz'' diye cevap geliyor hemen. bizimki de o korkuyla ve ikna olmuşlukla bir bankamatiğe gidip hesabından verdikleri iban numarasına para yatırma işlemine başlıyor. bir iki kez yanlış giriyor ibanı karşı taraf daha bir bastırıyor acele ettiriyor. sonra hesabının 5000 tl transfer limiti olduğu için işlem gerçekleştirilemiyor. karşı taraf daha bir sinirleniyor, tehditler savurmaya başlıyor o zaman bizimki biraz daha uyanmaya başlıyor duruma. telefonu kapatıp ablasını arıyor, ablası meşgul, babasını arıyor babası sakın para yatırma bunlar dolandırıcı diyor. neyse tekrar geri aradığında ablasına ulaşabiliyor sonunda. ablası karakola gelmiş polislerle konuşmuş o da durumun farkında karakola gel hemen şikayetçi olalım sakın bir şey yatırma diyor. sonrasında karakolda buluşuyorlar...

anladığıma göre bunlar baya organize bir şeyler. polislerin dediğine göre ıban urfa'ya kayıtlıymış. suriyelilere dağıtılan telefonları kullanıyorlarmış. suriyeli de olabilirlermiş. sanılanın aksine daha ziyade gençleri dolandırıyorlarmış. ve dolandırıcılık gerçekleşmediği suç oluşmadığı için polis müdahale edemiyormuş. şikayetçi olabilirsiniz ama bir sonuç alamazsınız demişler. 2 saat karakolda şikayetçi olmak adına sıra beklemişler. bugün git yarın gel tavrıyla karşılaşıp şikayetçi de olamamışlar. anlayacağınız ölmediğin sürece ilgilenen yok.

velhasılıkelam o bankanın transfer limiti olayı olmasa tüm birikimi bir anda elinden gitmiş, çalınmış olacaktı. bahsettiğim kişi öyle dünyadan habersiz biri de değil. başına gelmeden anlaşılmıyor demek ki. bana olmaz ben dümene gelmem demeyin önleminizi alın, uyanık olun. Konuşan dolandırıcı belli ki bu işte profesyonel olmuş, bir şekilde inandırıyor, kandırıyor. polisten devletten korkan vatandaşımız anlatılanlara inanma durumunda, başımıza bir iş gelmesin diyerek kandırılıyor. en iyisi mümkünse rehberinize kayıtlı olmayan yabancı numaraları hiç açmamak. daha sonra numarayı kontrol edip icap ederse geri dönmek. olur da açtınız kendini bankacı, sigortacı, polis, savcı vs. olarak tanıtan birini duyduğunuzda telefonu direk kapatmak. laf yarışına hiç girmeyin.

ekleme: ayrıca olayda dolandırıcıların kullandıkları bir diğer tel. numarası da şu: 05061969770

şunu da demeden geçemeyeceğim; arada telefonlara atılan dolandırıcılara kanmayın mesajları dışında devletin bu konuda pek bir adım atmaya niyeti yok gibi. ''inanmasınlar kardeşim devlet ne yapabilir?'' tavrı doğru değil. ciddi hukuki düzenlemeler ve yaptırımlar gerekiyor. her türlü sansür ve engelleme için yapmadığı kalmayan devlet eminim istese bu olayların da bir şekilde önüne geçecek altyapıyı kurar. çözüm değil ama şu olayı anlatan ve tanınmış oyuncuların oynadığı bir kamu spotu çekilip yayınlatılabilir kanallarda.

yolgezer

15 yıl sonra çıkardıkları albüme ilgili platformlardan ulaşabileceğiniz Bursalı rock grubu.

ahanda link: https://www.youtube.com/w...v=vjEMA4s4TZY&t=1499s

özgür çalı

ilk solo albümü yayınlamış, şehrimin gitaristi.:) road stories adını taşıyan albüm 12 enstrümantal şarkıdan oluşmakta.

https://www.facebook.com/...posts/10220893587262671:2

milyon tane gitar albümü dinlemişimdir. böylesine bizden renkler taşıyan bir iş görmenin tadı bir başka.
yıllardır bir albüm çıkarmasını bekliyorduk. dünya ölçeğinde kaliteli bir iş, reklamı ve dinlenmeyi hak ediyor.

https://www.youtube.com/p...6XrUkxDhuPYwMvaDwbHn6M3zs

https://open.spotify.com/...um/2h4Fy2qV4x9c4YI32fI0VJ

milwaukee bucks

iki kardeşi; Giannis Antetokounmpo - Thanasis Antetokounmpo ve Brook Lopez - Robin Lopez kadrosunda toplayarak sinerji yaratmaya çalışan takım. Kyle Korver'ı da kadroya katmışlar. bakalım nasıl gidecek bu sene? doğunun değişen dengesinde finali görebilecekler mi?

şahsiyet dizisi

yıllar sonra izlemiş olduğum ilk yerli dizi oldu. yanılmıyorsam en son ikinci bahar'ı izlemiştim.
çokça övülen bir yapımdı ve nedense olumsuz bir ön yargıyla başladım izlemeye. ilk bölümlerinde ve ortalarında gözüme çarpan, rahatsız eden şeyler vardı fakat sonlara doğru değişen havası ve final bölümüyle o çekincelerimin bir önemi kalmadı. ülke standartlarına göre gayet başarılı bir yapım. haberlerden duyduğumuz ve belkide daha fazlasını duy(a)madığımız, haberdar olsak bile kısa sürede unutup umursamadığımız acıların, şahsiyetsizliklerin hedefe konduğu bir hikaye. Hakan günday'dan kötü bir metin beklenemez zaten. kurgusu da güzel, merak ettiren yavaş yavaş karmaşıklaşıp tahmine zorlayan bir akış. polisiye/dedektiflik standardını yakalamış bir anlatım olmuş. umarım bu tarz yapımlar ve hatta daha iyilerini görmeye devam ederiz.

rosemary s baby

korku değil gerilim filmidir. ha zamane gençliğini ne kadar gerer ayrı mesele. Ben de şahsen pek gerilmedim ama oyuncuların performansı takdire değer. özellikle baş roldeki hanım kızımız fevkalade oynamış. gerilmekten ziyade gittikçe rahatsız eden bir huzursuzluk hissi veriyor hikaye.
anlatılan konu benzeri tonla film, dizi izlemiş olduğumuza artık pek etkilemiyor olabilir ama vizyona girdiği tarihte izleyenleri epey etkilemiş olsa gerek. kendinden sonra çekilmiş benzer filmlere de etki ettiği muhakkak.

alınan ürünün bir gün sonra yarı fiyatına düşmesi

yarıya düşme değil de 100tlye yakın zarardayım şuanda. 3 gün önce media markt'ın sitesinden aldığım tıraş makinesi indirime girmiş. Ürün hala kargoya verilmemiş gözüküyor. iptal ettirip tekrar alınabilir ama indirim süresi bitene kadar iade kredi kartına yansımayacak muhtemelen. taksitli almıştım ve kredi kartında limit sorunu var haliyle. canım sıkıldı.

hatesphere

20 yıla yaklaşan kariyerlerinde 10 albüm çıkaran epey üretken bir grup. 2 yılda bir albüm çıkarmış adamlar. groovelu, thrash riffleriyle bezeli death metale kayan böğürtü vokalleriyle baya gazlı şarkılara sahipler. severiz.

https://www.metal-archives.com/bands/HateSphere/1550

ulytau

Bu ara orta asya civarının folk/rock gruplarına merak saldım. bir haftadır deli gibi dinliyorum bu grubu. bu denli kaliteli bir iş gördüğüme şaşırdım ne yalan söyleyeyim. şarkıların hepsi enstrümantal ve her biri ayrı güzel. yerel ezgileri dombra, keman ve elektro gitarın harika uyumuyla sunmuşlar. yer yer power metale kayan tınılara sahip şarkıları var. turkish march düzenlemesi ayrı güzel olmuş. umarım en kısa sürede yeni bir albüm çıkarırlar.

http://www.youtube.com/watch?v=ebUKYQKL9bA

http://www.youtube.com/watch?v=ebUKYQKL9bA

https://open.spotify.com/...si=9BLS4OlORgGxa7XH8DfgNg

diriliş çanakkale 1915

Mehmetçik isminin ve milli mücadele ruhunun tohumlarının atıldığı Çanakkale Cephesi'ni hurafe ve masallardan uzak, bulgu ve belgelere dayanarak anlatan merhum Turgut Özakman'ın yazdığı, her Türk gencinin okuması gereken kitaplardan biri. 15 sayfalık bir kaynakçası bulunan bu kitabı gençlerin de sıkılmadan okuyabilmesi adına küçük bir hikayeleştirme de yapılmış ve kronolojik sırayla ilerleyen olay akışı arasında bu hikaye de anlatılmış.
Onurlandıran, bolca da hüzünlendiren okuma oldu. Tek olmasaydı dediğim nokta; cephe mücadelelerini anlatırken birden bire kadın hakları ve bağnazlık vurgusu yapan bölümler biraz sakil kalmış ve kitabı gereksiz yere uzatmış sanki. anlatılanların önemini hafife almıyorum. Aksine ayrı bir kitapta daha derinlemesine işlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

---alıntı---

Çanakkale Savaşı, hiçbir devletin, hiçbir ordunun, hiçbir silahın, yurt sevgisinden ve milli onurdan daha güçlü olmadığını, olamayacağını öğretmekteydi. Bu büyük gerçek her gün bir kez daha kanıtlanıyordu. Bunu yaşamak herkese yıkılmaz bir özgüven veriyordu. Bundan sonra bir dış kudretten, ancak Çanakkale'yi yaşayanlar, milli tarihi okuyup kavrayamayanlar ve onursuzlar ile satılıklar korkacaktı.

---alıntı---

boşgezen ve kalfası

1995 yılında yayınlanan ferhan şensoy'un yazıp yönettiği 8 bölümlük bir tv dizisi imiş. Zira benim de yeni haberim oldu. youtubea kendi kaset kayıtlarını eklemiş bir arkadaş. bir haftadır müziğini ezberledim dilimde dolanıyor. mizahi değerinin yanında artık nostaljik bir değer de kazanmış durumda haliyle.

buradan izleyebilirsiniz : https://www.youtube.com/w...?v=3nh2d-zuJE4&t=305s

oyuncu kadrosunda ferhan şensoy'un çekirdek kadrosu diyebileceğimiz derya baykal, rasim öztekin, tarık pabuççuoğlu gibi oyuncuların yanında rahmetli suna pekuysal ve tabutta rövaşata filminden hatırlayacağınız 1999 yılında* vefat etmiş ayşen aydemir de bulunuyor.
her biri oldukça orjinal olan karakterlerin arasında manyak dj rolünde orhan edip ertürk'ün psikopatça tavırları ayrı ilgi çekici.

varsayalım ismail'e benzer yönde tvde rastlamaya aşina olmadığımız tarzda bir yapım olmuş. konfüçyüs okulu adeta her bölümde bilgece bir söz, kapital düzene karşı bir söylem duymak mümkün. şensoy'un kendine has kelime oyunları içeren zekice işlenmiş mizahı her köşesine işlenmiş dizinin. öyle ki her karakterin söylemlerinde bu laf ebeliğinin izlerini görebiliyorsunuz. 90lı yılların siyasi havasını hicveden kesip kesip skeç yapılası çok hoş bölümler içeriyor. uzun lafın kısası şimdikiler gibi vatandaşı uyuşturacak iktidarın hoşuna gidecek yada reytingleri coşturacak fazla bir şey yok. varsa yoksa konfüçyüs. * 8 bölüm sürmesine şaşmamak lazım.

son olarak o mükemmel şarkısının sözlerini de yazalım :

a-a-a-a titi
a titi pa titi

mi fa sol, mi fa sol
zor iştir boş gezmek, fazla mesai ister
yatacak yer ister
yemek ister içmek ister

zor iştir boş gezmek
uzun uzun yürümek ister -mek ister

la si do, la si do
yürürüm hayatı,
var olmaktır işim.
var olmak ağır iş,
başka iş istemem

a-a-a-a titi
a titi pa titi
nassı yaa?!
öyle işte aaa..

mi fa sol, mi fa sol
seyyar vatandaşım tam adresim yok benim
boş gezmektir işim
nerde akşam orda sabah

mi fa sol, mi fa sol
zor iştir boş gezmek,
eni konu yüzsüzlük ister -lük ister

la si do, la si do
yürürüm hayatı,
var olmaktır işim.
var olmak ağır iş,
başka is istemem.

softa

---Ürkek bir savaş gemisi ya da keşfe çıkmış bir tekne, ta uzaklardan kuş sürülerini görmeyip de, güneşin altında yüzen beyaz yığını ve çevresindeki köpüklü beyaz dalgaları görünce, heyecandan titreyen parmaklarla, zararsız ölüyü gemi defterine yazar: ''Burada sığ yerler, kayalar, yarılan dalgalar var. Dikkat!'' Artık ondan sonra belki yıllar yılı, gemiler o yerden sakınır; tıpkı önden giden koyun bir değneğin üstünden atladı diye, değnek olmadığı sırada bile aynı yere gelince hep atlayan budala koyunlar gibi. Eskilerin yaptıkları yasalar budur işte! Böylesine boşunadır geleneklerimiz! Toprakta temeli olmayan, artık havalarda bile uçuşmayan eski inançların inatçı kalıntıları budur işte! Budur softalık dediğimiz şey!---

(bkz: Herman Melville/Moby Dick)

moby dick

Basit bir macera romanından kat kat fazlası olan bir klasik. Çok farklı açılardan yaklaşılıp değişik çözümlemelerle farklı anlamlar çıkarılabilecek bir trajedi. Soğuk yenmekle kalmayıp boğazda kalan bir intikamın öyküsü. Yazar ana olay örgüsünü anlatırken karakterlerin iç dünyalarına giriyor, denizcilik, balinacılık, balina türleri vb. bir çok konuda hikayenin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunabilecek konu ve olgu hakkında derinlemesine bilgiler veriyor. Bu anlatıları kendi denizcilik geçmişinden ve aynı zamanda yaptığı okumalardan izler taşıyor.

Edebiyat dünyasına ''Kaptan Ahab'' gibi güçlü bir karakter kazandıran bu roman ve yazarı kitabın yayınlandığı dönem ve sonrasında hak ettiği ilgili görmemiş. Büyük eserlerin çoğunda olduğu gibi zamanla değeri anlaşılmış mutlaka okunması gereken klasiklerden.

hötk

Cenk&erdem beylerin çeşitli abuk videoları kendilerine has mizahi bir dille yorumaladığı ve bol bol duralım, oynatalım içerenköy bir porogram. Açılımı haberden önce tok karnınadır ve söylenişi hıçkırma şeklindedir. Zamanında kanal24te yayınlanmıştı şimdi ise youtubeda devam ediyor. Jenerik müziği gremlins filminden alınmadır.